AFRİKA BÜYÜKELÇİLERİ‘NİN ÜNİVERSİTEMİZ VE KÜTAHYA ZİYARETLERİ PROJESİ
Dışişleri Bakanlığımızın bilgisi ve katkısıyla, otuza yakın Afrika Ülkelerinin Ankara Büyükelçilerinin Üniversite ve Kütahya ziyaretleri büyük bir beğeni ve katkıyla, 19-21 Nisan tarihlerinde gerçekleştirildi. Üniversitemiz, Gülümser Hatun Termal Otel ve Tavşanlı Göbel Termal Tesislerde 3 gün boyunca misafir edilen büyükelçi ve diplomatlar, programdan duydukları memnuniyetle şehrimizden ayrıldılar.
Afrikalı Büyükelçi ve diplomatların onuruna verilen kahvaltı ve yemek programlarına Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Kütahya Milletvekili Vural Kavuncu, Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Kütahya Cumhuriyet Başsavcısı Ali Ulvi Yılmaz, Tavşanlı Kaymakamı Yüksel Kara, Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören, İl Jandarma Komutanı J.Alb. Mustafa Uğur, İl Emniyet Müdürü Hasan Çevik, Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Kaan Eraslan, Prof. Dr. Halis Aydemir, KUTSO Başkanı Nafi Güral, İşadamı İsmet Güral, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Efe, Üniversitemiz akademisyenleri ve 15 Temmuz Gazisi Sabri Ünal ile çok sayıda işadamı ve bürokrat katıldı. Afrika ülkelerinin Ankara Büyükelçi ve diplomatlarıyla beraber Dışişleri Bakanlığı Doğu Afrika Genel Müdür Yardımcısı Hilmi Ege Türemen, Türkiye’nin Çad Eski Büyükelçisi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kavas Beyler de katılımcılar arasındaydı.
15 Temmuz Gazisi Sabri Ünal 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşananları ve yaşadıklarını katılımcılarla paylaştı. Proje hakkında açıklamalarda bulunan Proje Koordinatörü ve Tavşanlı Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokul Müdürümüz Yrd. Doç. Dr. Bülent Cırık şunları söyledi: “Yerel yönetimlerle bütünlük içerisinde gerçekleştireceğimiz projede belirli bir seviyeye gelmiş durumdayız. Lisansüstü eğitimi almış, diplomat, gazeteci, akademisyen gibi Afrika veya Arap coğrafyasında yaşayan üst düzey kesimlerden insanları Üniversitemizde misafir ederek, 6 ay boyunca Türkçe kurs vermek istiyoruz. Bu kurslar devam ederken gelen konuklarımızdan Kütahya halkımıza ve öğrencilerimize Arapça bilenlerle Arapça kursu düzenlemek istiyoruz.”
Gelen konuklarımız kendi konularında uzman oldukları için kendi uzmanlık alanlarındaki birikimlerini bizlerle paylaşmasını sağlayacağız diyen Yrd. Doç. Dr. Bülent Cırık sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye’nin farklı yerlerinde konuklarımız, kendi alanlarında konferans ve seminer vermelerini istiyoruz. Ayrıca bu konuklarımızı, istedikleri alanlarda, kendi ülkelerinde bulamadıkları fırsatları sunup onların birikimlerini arttırmada katkı sunmak istiyoruz. Bu proje, Üniversitemizin Kütahya’nın yerel yöneticileriyle ürettiği bir proje olup, diğer kurum ve kuruluşlarla destek çalışmalarımız devam ediyor.
Projenin ilerleyen safhalarında sağlık Türkçesi ve sağlık Arapçası kursları düzenlemeyi de düşünüyoruz diyen Yrd. Doç. Dr. Bülent Cırık sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin yurtdışında yaptığı hastanelerin çoğunda insan kaynakları sıkıntısı yaşanıyor. Tercümanlar kullanılıyor. Oysaki sağlık Arapçası kursu ve sağlık Türkçesi kursu bu sıkıntıları çözecektir. Bu projemizde yetkililerden destek görecek, siz değerli büyükelçilerimizden de kendi ülkelerinden gelecek insanlarla ilgili referans noktasında yardımcı olmanızı diliyoruz.”
Çad Eski Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Türkiye ile Afrika ilişkilerine dikkat çekerek 30 yılda önemli bir mesafe kat edildiğini söyleyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dumlupınar Üniversitesi her geçen gün yeni projelerle Anadolu’daki üniversitelerin büyük umutlar vaat ettiğini söylemekle kalmıyor icra ediyor. Projenin hedefi yalnızca Arap ülkeleri değil, Afrika ülkeleri. Afrika ülkelerinde sağlık faaliyetlerimiz var fakat bu proje kapsamında ifade edilen sağlıkla ilgili Türkiye ve Afrika ülkeleri arasındaki bağlantıyı böyle bir projeyle hayata geçirmek en büyük hedefimiz. Bu hedefte de en büyük desteğimiz öncelikle Dışişleri Bakanlığımız, Afrika Genel Müdürlüğümüz. Bu bir başlangıç, bunun meyvelerini çok kısa zamanda toplayacağız. 30 yıl önce Afrika üzerinde çalışmaya başladığımda böyle bir şeyleri hayal etmem mümkün değildi. 30 yılda Türkiye çok büyük mesafe kat etti. Afrika’nın 1000 yıllık bir geçmişi var. Afrika bir miras, biz bugüne kadar Afrika’nın iyiliği için gayret gösterdik bundan sonra da iyiliği için çalışacağız.”
Dışişleri Bakanlığı Doğu Afrika Genel Müdür Yardımcısı Hilmi Ege Türemen Üniversitemiz tarafından hazırlanan projeye Dışişleri Bakanlığı’nın gereken her türlü desteği vereceğini kaydederek sözlerine şu şekilde devam etti: “Afrika bizim için çok önemli ve tarihi bağımızın olduğu bir coğrafya. Dışişleri Bakanlığı olarak bu projeye gereken tüm desteği vereceğiz bundan şüpheniz olmasın. Afrika açılım politikamız 2005’ten sonra Afrika ile ortaklık politikasına dönüştü. 2002 yılında Afrika’da yalnızca 12 büyükelçimiz varken bugün itibariyle 39’a ulaştı. Ankara’daki büyükelçilerin sayısı da 33’e ulaşmış durumda. Diplomatik planda Türkiye ile Afrika arasında büyük bir işbirliği ve dinamizm mevcut. Bunu toplumsal yaşamın her alanında görüyoruz. Afrika’da bizim amacımız, önümüzdeki dönemde her Afrika ülkesinde Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bir büyükelçiliğimizi faaliyete geçirmek. Bunun için de önümüzdeki sene 2 temsilciliğimiz daha açılacak. Bizim Afrika’dan beklentimiz kardeşlik ilişkilerinin daha da gelişmesi ve kuvvetlenmesidir. Bu faaliyetlerimizi önümüzdeki dönemde kesintisiz sürdüreceğiz. FETÖ Afrika’da okullar aracılığıyla yaygın bir ağ kurmuştu. Ancak bu ağ 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında tamamen çökertilmesi konusunda Afrikalı dostlarımızla tam bir işbirliği içerisindeyiz.”
Büyükelçiler adına konuşma yapan Demokratik Kongo Cumhuriyeti Büyükelçisi Marcel Mulumba TSHIDIMBA, Kütahya’yı bir “SERAMİK” markası olarak bildiğini, buraya geldiğinde ise bunun bir şehir adı olduğunu anladığını dile getirdikten sonra, sözlerine şöyle devam etti: Türkiye 2007’den beri bizim stratejik ortağımızdır. Liderlerimiz de bunu öyle görüyor. Afrika’nın kalkınmasına bu ziyaretin katkı sağlayacağı inancındayız. Afrika yatırım için çok cazip bir bölgedir. Bu yatırımlardan en az 50 yıl kazanç sağlarsınız. Para kazanmak ve akıllıca bir yatırım yapmak istiyorsanız Afrika’ya gelmelisiniz. Bu ziyaret, Türkiye ve Afrika için uzun bir yolun ilk adımı olacaktır" şeklinde konuştu.
Tavşanlı Belediyesi bu güzel ve anlamlı projenin hayata geçmesinde bugün ve devam edecek süreçte gönüllü olarak katkılar sunmayı bir görev olarak kabul etmektedir diyen Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler, projede emeği geçenlere teşekkür ederek Afrika ve Ortadoğu ile Türkiye’nin ilişkilerin kardeşlik duyguları ile geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Afrika ülkeleri ile gönül köprüleri kurmanın dostlukları perçinlemenin gecesini yaşıyoruz diyen Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören: “Dumlupınar Üniversitesi devlet üniversitesidir. Projelerimizi de devletin maddi ve manevi katkılarıyla, bilgileri dâhilinde, Dışişleri Bakanlığıyla, TİKA ile, Yunus Emre Enstitüsü ile, Maarif Vakfı ile hayata geçiriyoruz. Bu projeyi hayata geçirmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyorum. Bu projede emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Afrika ile ilgimizi, muhabbetimizi sürdüreceğiz.”
Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Ülkemiz büyük bir ülke. Osmanlı Devleti dediğimizde, birçok devletin, birçok milletin bir araya gelmesiyle oluşan coğrafyadan, geçmişten bahsediyoruz. Atalarımız gittiği her yere medeniyet götürmüşler. Oraları imar etmeye çalışmışlar. Hiçbir zaman sömürgecilik düşüncesiyle o ülkelere gitmemişler. Adalet götürmüşler. İmar götürmüşler. Oraları ihya etme, İslam’ı yayma gayesiyle gitmişler. Son dönemlerde ülkemiz kendine geldi. Silkinip milletiyle bütün olma noktasında çok önemli adımlar atmıştır. Tüm dünya Türkiye’yi izler konuma gelmiştir. Türkiye umut olmuştur. Büyük devlet olmanın sorumlulukları var. Üniversitelerimiz, ülkeler üzerinde uzmanlaşmalı. Belediye olarak Dumlupınar Üniversitemizin projesini destekleyerek bu ülkelerin bir bütün olduğunu dünyaya hissettirmemiz gerekiyor. Bundan sonra daha sık bir araya gelerek Afrika ile bağlarımızı daha da kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Bu güzel projede emeği geçen Rektörümüze ve Üniversitemize teşekkür ediyorum.”
Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir konuşmasında şunları dile getirdi: “Bizler bu coğrafyada insanlık adına çok şey öğrendik. Kapıları ve gönülleri açan, gelen herkese ‘Ne olursan ol gel’ diyen Mevlana’nın yetiştiği topraklar buralar. Yine insanlık sevgisini zirvede tutan, yaratılmış her şeyi yaratandan ötürü seven Yunus Emre’leri yetiştirmiş bir topraktayız. Devletten ziyade milleti önemseyen, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesinin yer aldığı Şeyh Edebali’lerin diyarındayız. Bu topraklara yakışan, bütün insanlığı bir araya getirip gönül kapılarını açan projelere sahip olmaktır. Bugün üniversitemiz gönül kapılarını açacak bir projeyle Afrika ülkelerinin büyükelçilerine Kütahya'da ev sahipliği yapmaktadır ve bu bizi gururlandırıyor. Tecrübe, insanlığın ortak mirasıdır. Bizler yaşadığımız hadiselerden çıkarılacak dersleri burada sizlerle paylaştık. Baştan beri 15 Temmuz ihanetini ve oradan çıkarılacak dersleri sizlerin hayatında da olabilecek hususlar olarak dile getirdik. Bu hiçbir zaman ümitsizliğimiz değil, geleceğe dair daha büyük ümidimizin parçası olarak gündeme getiriliyor. Bizler 15 Temmuz’dan almamız gereken dersleri alıp, yine ümitle yatırımlarımıza ve gayretlerimize devam ediyoruz. Bugünün kahramanları davetimize icabet eden büyükelçilerimizdir.”
Program kapsamında Kütahya Porselen, Güral Porselen, Kale, Kütahya Şehir Turu, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, DPÜ İleri Teknoloji Merkezi ile Üniversite yerleşkesinde inceleme ve tanıtım gezileri gerçekleştirildi. Projenin devamı konusunda Üniversitemizle iletişim halinde olacaklarını, kaplıcalardan etkilendiklerini, şehrin bu imkânlarından faydalanmayı düşündüklerini belirten konuklar, Kütahya ve Üniversitemizden memnun olarak uğurlandılar.
Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören proje hakkında yaptığı açıklamalarda, projenin kendi içinde farklı bir özelliğe sahip olduğunu ifade ederek sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Ankara’dan özel vagon tahsisli YHT ile Eskişehir’e, Eskişehir’den özel bir araçla ve eskortlar eşliğinde Üniversitemize geldiler, aynı yöntemle Ankara’ya döndüler. Üç gün boyunca, aynı ortamda, aynı kıtanın insanlarını bir amaç etrafında bir araya getirmek, projenin görünmeyen, fakat daha anlamlı tarafını oluşturmaktadır. Bu projenin bir diğer yönü ise, Anadolu şehirlerinde bulunan üniversitelerin, benzer projeler üretebilecekleri konusunda rol model olabileceğidir.”